Kapıcının Oğlu

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Berkay ve ben yaklaşık 3 senedir birlikteydik. İyi bir beraberliğimiz vardı. Aynı muhitin, aynı mahallesinde oturan ailelerimiz yıllardır birbirleri ile görüşüyorlardı. Geçen sene istediğim Üniversiteyi kazanarak İstanbula gitmiştim. Berkayın ise bir senesi daha boş geçecekti, fakat buna pek aldırış ettiği yoktu.Açıkcası pek okuma meraklısı değildi.Üzülmüyordu. Söm tatillerinde ona kavuşmayı dört gözle bekliyor ve onu özlüyordum. Çok güzel sevişiyordu, ve o benim ilk erkeğimdi. Ailesinin maddi durumu benim ailemin maddi durumundan dahi çok daha iyiydi ve Berkay her hali ve tavrı ile zaten bunu belli ediyordu. Markalı giysiler, Spor-araba, pahalı eğlence yerleri Lise 2den bu yana birlikte olduğumuz bir gurubumuz vardı, herbirimizin sosyal düzeyi hemen hemen aynıydı ve biz birbirimizle çok iyi anlaşırdık.Her yere mutlaka birlikte takılırdık. Onlardan ve Berkay dan ayrılmak bana çok dokunmuştu,hele Sevgilim Berkayı ve özellikle sevişmelerimizi çok özlüyordum ama İstanbul da kaldığım süre içinde onu hiç aldatmamıştım.2000 nin ağustosunda, yaz tatilinde geri dönmüştüm. Berkay beni karşılamaya gelmemişti, buna çok gücenmiş olmakla birlikte fazla belli etmemeye çalışıyordum. Gurubumuzdan da hiç kimseyi ilk iki gün görmemiştim, Berkayı ve arkadaşlarımı merak ederek İzmire dönüşümün 2inci gününde onları aramaya koyuldum. Sevgilimin annesi bana telefonda “hoşgeldin Kızım, Berkay arkadaşları ile ali çetinkaya bulvarında ki bir Bardalar sanırım” dedi, hangi Bar da olduklarını tahmin edebiliyordum giyinip sokağa çıktım. Bar o gece yine çok kalabalıktı. Hepsi oradaydı. Beni selamladılar. Kucaklaştık. Berkay kolumdan beni kendine doğru çekerek öptü ve gel yanıma otur dedi. İçerde kulakları sağır edecek derecede müzik çalmakta ve gurubumuzdaki bazıları içkiyi fazla kaçırdıkları her hallerinden anlaşılıyordu.

Tuhaf birşeyler vardı … Çözemiyordum. Bunlar benim 4 ay önce son kez gördüğüm arkadaşlarım ve sevgilim değillerdi sanki. Sohbetimizin esnasında uyuşturucu kullandıklarını anladım.Küçük tuhaf ha plar yutuyorlardı ve bana da ikram ettiler. Çok şaşırmıştım ve ürkmüştüm, fakat benim korkularıma hepsi sadece gülüp geçmekle yetindiler. Berkayların apartımanın Kapıcısının oğlu Ömer de, 3 sene önce 9Eylül Üniversitesini kazanmıştı ve tahsilinin giderleri için gündüzleri bir Pizzacı da ve geceleri bu Barda Garson olarak çalışıyordu. Berkay ona sürekli takılır hatta zaman zaman aşağılardı. Tüm hakaretlere rağmen Ömer çok sakin,ve sessiz kalırdı. Kendisi fazlası ile içine kapanık ve ketum biriydi. Üstelik Ömer için çirkin tabiri çok uygundu. Esmer uzun boyluydu ve hiç bir cazibesi olmayan hatta biraz itici bir yüze sahipti. O gece Berkay bize servis yapan Ömeri canından bezdirmeye niyetli gibiydi. Alkolün ve uyuşturucunun verdiği etki ile yüksek sesle Ömere durmadan hakaretler yağdırıyordu, ve bizim arkadaşlar da kahkahalarla gülüyorlardı. “Lan Ömer, bu suratla sen daha milli olmamışsındır bile Keranede ki karılar bile yatmazlar altına senin!” Ömer hiç cevap vermeden önümüzdeki boşalan içki bardaklarını toplayıp susyordu ama yüzü kıpkırmızı olmuştu. “Ömer oğlum, bak biz seninle aynı mahalledeniz, sana bi güzellik yapayım, parası benden şu karşı Bar tezgahın oradaki karılardan seç birini he? istermisin Lan Köftehor? he? istersin istersin, canın gidiyor dim? hadi Lan seç birini…” gibi saçmalıklar ile Berkay ortamı kızıştırmaya çalışınca ben ayağa kalkıp :”hepiniz kafayı yemişsiniz bu gece, ben gidiyorum” dedim. Sevgilim buna çok sinirlenerek beni kolumdan çekerek tekrar yanına oturttu:”kapa çeneni, tepemi attırma Selin, eğleniyoruz işte! Ne var bunda?” Ömer ikimize de baktıktan sonra :” benim mesayim doldu, ben eve gidiyorum, sizlere iyi geceler”dedi. Berkay ona:” tamam Lan, siktir git işte, sanki sorduk da sana?” diye söylendi O kadar öfkeli ve sinirliydi ki susmayı tercih etmiştim. O gece bar dan geç saat te ayrıldığımızda hepimizin kendi evlerine gideceğini sanmıştım ama yanıldığımı anladım. Gurubumuzun lideri olan Aybars, Bar ın önünde hepimizin Berkayların evinde buluşacağımızı ilan ettikten sonra herkes arabalarına dönerek yola koyuldu. Sevgilimin Annesi evdeydi bunu biliyordum ve bunu Berkaya söylediğimde bana gülerek:” Bizim apartıma gidiyoruz güzelim, bizim eve değil. Ömerinkiler memlekete gitti Batmana” Şaşkınlıkla “ne yani Ömerlerin evemi gidiyoruz?” diye sorduğumda yine gülmüştü. Ömer Bar dan bizlerden önce ayrılmıştı, ve Aybars ın uzun uzun zil çalması ile yarı uykulu bir halde kapıyı açtı. Gurubumuzdan biri olan Ayşegül :” bizi içeri buyur etmiyecekmisin Koçum?” diyerek Ömeri kenara itekleyip içeri daldı, ve diğerleri de peşinden girdi. Ev çok sade döşenmişti, iki kanepe ve iki koltuktan ibaret olan oturma odasında hepimiz sığmadığından kimimiz yerlere oturmuştu,ben hala ayaktaydım ve burada ne işim var diye düşünüyordum. Canım müthiş sıkılmıştı. Cihan cebinden para çıkararak Ömere uzattı:”koş bize büfeden üç büyük rakı kap da gel , iki de camel almayı da unutma” dedi. Ömer sessizce bakışlarını üzerimizde gezdirdi:” saat gecenin ikisi oldu arkadaşlar, eve gitseniz daha iyi olmaz mı?” diye sordu. Berkay hışımla ayağa kalkıp Ömerin üzerine yürüdü :” Horozlanma Lan! Sana denileni yap!” diye bağırdı. Ömer Cihanın uzattığı parayı alıp usulca evden çıktı. Bizimkiler kendi aralarında sohbete başladılar, üzerlerindeki ceketleri çıkarıp oturdukları yerlere ya yıldılar. Benimle birklikte 9 kişiydik, ve benim dışımda herkes kafayı ya içki ile ya da uyuşturucu ile bulmuştu. Çiğdem birdenbire ayağa kalkıp soyunmaya başladı ağır ağır … Burçin de ona eşlik etmeye başladığında burada neler oluyor diye şaşkınlıktan az kalsın küçük dilimi yutacaktım. Aybars ve Tufan soyunan kızlara el çırparak tempo tutmaya başlamışlardı. Ben sevgilime dönüp :” Berkay ben gitmek istiyorum! Siz hepiniz çıldırmışsınız , lütfen benimle gel hadi gidelim” diye yalvarmaya başladım. Beni dinlemiyordu bile, gözleri ışıl ışıl soyunmakta olan kızları izliyordu ve birdenbire bana dönerek herkesin duyabileceği bir şekilde :” ne var bunda? düzüşmeye bayılırsın sen! Al bak sana koç gibi 5 delikanlı. Beş yarak! seç seç düzdür kendini, bakma öyle suratıma Kız! bilmezmiyim sanki ne doyumsuz bi kaltak olduğunu? biz 3 aydır grup takılıyoruz, hele bir tadına bak bu olayın beğenmezsen gideriz oldumu Selin?” dediğinde başımdan aşağıya kaynar sular döküldü sandım!! Derhal yerimden fırlayıp kapıya koştuğumda Cihan benden önce davranıp kapının önünü kapattı ve Tufan da arkamdan belime sarılıp beni kendine çekti:” hiç bir yere gitmiyorsun fıstık katılmayacaksan buna okay! ama otur şurda seyret ve kapa çeneni” diye bağırdı kulağıma. Korkudan yerimden kıpırdayamıyordum zaten. Arkadaşlarımı tanıyamıyordum! Başımı çevirdiğimde Burçinin üzerinde ince şefaff bir slip ile Berkay ın kucağına oturmuş olduğunu gördüm. Başım döndü ve kıskançlıktan mideme kramplar girmişti. Sevgilime seslendim, ama o bana dönüp bakmadan Burçinin dudaklarına yapıştı. Cihan da kapının önünden çekilerek hala ayakta kendi kendine şarkılar mırıldanarak soyunmakta olan Çiğdemin beline sarıldı, Çiğdem de Cihanın gömleğinin düğmelerini çözmeye başladı. Olanlara inanamıyordum. Berkay, ne zaman soyunmuş olduğunu dahi göremediğim Burçinle deliler gibi öpüşüyor ellerini Kızın çıplak bedeninde gezdiriyordu. Ömer elindeki içki ve sigaralar ile döndüğünde içerdeki manzara onu hiç birşekilde etkilemiyormuş gibi siparişleri masaya bırakıp çıktı, kapıdan çıkarken onunla göz göze geldik. Ağladığımı görünce yüzünde şaşkınlık ifadesi belirdi ama o yinede sessizce ve usulca kapıyı arkasından çekip gitmişti. Bu esnada Ayşegül ortadaki masaya boylu boyunca çırılçıplak uzanmış ve onun bacaklarını bir yandan Tufan diğer yandan da Aybars tutyorlardı.

Ayşegül tamamen kendinden geçmişti :” beni önce kim becerecek? hadi gelin” diye inliyordu ve bir yandan da kendi göğüslerini sıkıyordu. Berkay Çiğdemi kucağından indirerek, pantolununun fermuarını çözdü ve bana defalarca güzel zevkler tattırmış olan penisini çıkarıp masaya doğru sendeleyerek yürüdü ve kendini Ayşegülün üzerine bıraktı, Kızın içine girdiğinde Ayşegül derin bir nefes aldı ve Berkaya sarılıp:”hadi sik beni , sik beni Berkay, hadi hızlan, daha hızlı!”diye inledi. Ben başımı duvardan yana çevirip ağlamaya başlamıştım, Berkay bunu fark etmiş olmalıki bana kısık sesle haykırdı:” buraya bak Selin, buraya bak! Bak nasıl sikiyorum okuldaki sıra arkadaşını! lise 1 deyken bana kendini siktirmiyordun, senin haberin yoktu ama bende Ayşegülü sikiyordum…ohhhh…Kız Ayşegül, anlatsana senin dayının arabasında seni nasıl becerirdim dimi?” Ben ise Sevgilimin uzun dalgalı siyah saçlarına ve aşık olduğum güzel yeşil gözlerine bakıyor, ve onu bir zamanlar ne kadar çok sevdiğimi bu yakışıklılığı için ona nasıl taptığımı hatırlıyordum….Olanlara, duyduklarıma inanamıyor ve durmadan ağlıyordum, başımı çevirip baktığımda Melih in çırılçıplak soyunmuş bir halde yerinden kalkıp hala ayakta sarmaş dolaş birbiri ile öpüşen Cihan ve Çiğdeme doğru yürüdüğünü gördüm. Çiğdeme arkasından sarılıp kollarını Cihanın boynuna sarmıştı, Çiğdem hafifce öne doğru eğilerek poposunu Melihin önünde kalkmış olan penisine sürttü, bu sefer Cihan elleri ile Çiğdemin önden bacaklarını araladı ve Kızı Melihle birlikte koltuk altlarından tutarak biraz havaya kaldırdıklarında, Çiğdem de kendi eli ile Cihanın kalın ama kısa penisi içine yerleştirdi, Kızı tekrar yere bıraktıklarında, Cihan iyice geriye doğru yaslanırken, Çiğdemde onun üzerine yaslandı ve o yuvarlak kalçaları ile poposunu iyice Melihe doğru çıkardı,Melih başını arkaya çevirip:”Burçin senin çantandaki vaselini versene” dedi. Burçin hemen denileni yaptı ve çantasından çıkardığı küçük pembe kutunun kapağını açarak bir avuç vaselin aldıktan sonra Melihin önünde diz çöküp onun biraz ince ve kafası hafif eğik gibi duran penisine sürdü, Burçinin elleri Melihin bacakarasında dolaşırken, hala iyice geriye yaslanmış duran Cihan kısık sesle:”çabuk olun! belim koptu kopacak yahu” diye söylendi ve Melih de Burçini kenara iterek Çiğdemin arkasında yer aldı ve sonra eli ile tutmuş olduğu penisini Çiğdemin arka deliğine bastırdı. Çiğdem canı yanıyormuşcasına haykırdı, fakat Melihin umurunda değildi Kızın beline asılarak bütün gücü ile iteklemeye başladı, ancak birkaç kez itekledikten sonra tam olarak girmişti. Cihan tekrar Çiğdemle birlikte doğruldu. Ve bu üç kişi ayakta olarak hayatımda görmediğim bir sevişmeye başlamışlardı.Çiğdem iki erkeğin arasında sıkışıp kalmıştı ve kesik kesik inliyordu, Melih ve Cihan birbirlerine gülümseyerek Kızın omuzları üzerinden birbirlerinin omuz başlarına tutundular ve sonrada Kıza önce Cihan sert bir şekilde penisi ile girdi ve Çiğdem arkaya Melihe doğru çarptığında Melih geri çekilip arkadan Kıza girdi, biri çıkıyor biri giriyordu. Bunu o kadar usatlıkla yapıyorlardı ki, daha önceleri de yapmış oldukları belli oluyordu. Ben bütün bu gördüklerimin bir kabus olduğunu düşünürken, odanın içini çığlıklar ve inlemeler sarmıştı. Çiğdem iki erkeğin arasından bir öne bir arkaya sarsılıyor ve iki erkek bedenin arasında sıkışıp kalmış olmakla çaresizce çırpınıyor ve bundan da müthiş zevk aldığı belli oluyordu.

Bu gördüğüm Çiğdem miydi?? O utangaç o kibar Çiğdem, şimdi iki erkek tarafından ayakta aynı anda acımasızca sikiliyor ve bundan da çok keyif alıyordu , hatta “hadi sikin beni” diye bağırıyordu.Öte yandan Ayşegülün Sevgilim Berkayın altında kalçasını Berkayın onun amına her girişinde yukarı kaldırıyor ve akla hayale sığmayacak sözler haykırıyordu. Sevgilim Berkay kendinden geçmişti, masanın üzerindeki en yakın arkadaşımı çok hızlı bir şekilde düzüyor ve gözlerini bu arada benden ayırmıyordu:”aaahhhh Selin, gel yaklaş bebeğim bak, çok tatlı bir amcık bu ! aynı seninkine benziyor, ooffff yavrum offff, siktir bana kendini evet Ayşegülüm evet işte böyle, ahhh harikasın , böyle iyimi Ayşegül? daha sokayım mı? yarağım tatlımı kaltak? söyle? tatlımı? aaahhhh… söyle hadi!”Ayşegül ona cevap verecek halde değildi çünkü haykırarak boşalmakla meşguldü. Aybars bunu görür görmez Berkayı Ayşegülün üzerinden çekip kendi yüklenmişti masadaki Kızın üzerine. Aybars çok seri ve sert vuruyordu Kıza, ve Ayşegül sanki hala boşalmaktaydı …ve Kızın altında ki masa Aybarsın sert vuruşları ile o kadar çok sallanıyordu ki, masa yıkılacak sandımdı….Berkay hemen arkasında duran Burçinin saçlarına yapışıp Kızı kendi önünde diz çöktürüp Ayşegülün amının ısaklığı ile parıldayan penisini Kızın ağzına vermişti, ve Sevgilim yine benim yüzüme bakarak :” ooohhh evet, ağzı ateş gibi orospunun! yala yavrum , yala, yut yarağımı yalaaaaa ahhhh, bak Selin hatırladın mı ? sana da böyle yalatırdım, doymazdın, hep ağzına patlardım, hatırladın mı? Senin babanın ofisinde sana yalatmıştım, ve babanın masasına ahhhhh… masasına her….tarafına… patlamıştım!”Bütün bunlar bir kabus olmalıydı! Bütün bunları yaşıyor olamazdım!Oradan uzaklaşmalıydım yoksa başıma toplu bir tecavüz geleceğinden şüphem kalmamıştı. Senelerdir tanıdığım birlikte büyüdüğüm bu insanlar benim arkadaşlarım olamazdı. Olamazdı. Her biri bana çok yabancı geliyordu. Hepsi de çıldırmış gibiydi. Tufan, Çiğdemin sırtına Ömerin getirdiği rakıdan döküyordu ve Melihde Kızın sırtından ,içkiyi iştahla yalıyordu ve Cihanla birlikte aralarında ki sarışın Çiğdemi karşılıklı sikmeye devam ediyorlardı, Melih karşısındaki Cihanın omuzlarına daha çok asılarak :” Lan ben çoktan boşaldım ama sikim karının götünde sıkışmış çıkmıyor, böyle ayakta sikince karıları çok acaip sıkı oluyorlar yahu! ha beline kuvvet dostum, hadi sen sikmeye devam et, vur aslanım vur dibine karının, daha hızlı sik onu! yarağını hissediyorum Ulan, ohaa Ulan yavaş devirecen hepimizi,Çiğdemin içinden benim yarağa da sürtünüyon, sik şu kaltağı bak nasıl istiyor, daha sıkı soksana şunu Aslanım, sik onu, daha hızlı ,hadi koçum benim sik sik sik onu!” diye komutlar yağdırıyor du. Tufanda yanlarında durmuş bu seferde Cihanın sonrada Çiğdemin ağzına şişeyi dayıyordu. Sonra sırayla herkesin ağzına birer yudumluk o şişeden rakı içirmeye başlamıştı Tufan, ve en sonunda benim önümde durduğunda, ben elimin tersi ile şişeye vurdum. Şişe odanın içinde havada uçtu ve yan duvara çarpıp kırıldı. Şişenin kırılma sesinin içine Aybarsın çığlığı karıştı :” aaaah Ayşegül, geliyorum bebeğim geliyoruuum, siz kadınlar harikasınız, al ! al! al bebeğim al!” Aynı anda şişenin kırılması üzerine bütün başlar bana döndü ve Berkay Burçin in ağzından hala dimdik olan penisini çekip :” ne yaptığını sanıyorsun sen orospu? namuslu ayaklarına yatma Selin! Senin sikişmeye nasıl bayıldığını ben biliyorum! Arkadaşlar şunun haddini bildirmenin zamanı geldi…!” diyerek üzerime doğru gelmeye başlamıştı.Çiğdem o sırada Cihan ve Melihin arasında haykırarak boşaldı ve bir kaç saniye sonra da :”yeter ! yeter nolur çıkın artık, acımaya başladı” dedi. Cihan ve Melih derhal Kızın içinden çıktık larında Çiğdem bitkin bir şekilde yere yığılmıştı. Cihan , Melih ,Tufan ve Berkay üzerime doğru sırıtarak geldiklerinde onun arkalarından Burçin bana bağırdı :” kendini bizlerden daha üstün ve iyimi sanıyorsun Selin? gıcık oluyorum zaten senin bu hallerine! sikin şu zilliyi de aklı başına gelsin, göreceğiz bakalım üç yarağı birden yediğinde ne hale geleceğini!” Burçinin bu sözleri üzerine hepsi gülüşmeye başlamıştı, ben onlar üzerime geldikçe korkudan aklımı yitirecek gibi olmuştum ve geri geri gidiyordum :” Ne olur yapmayın! Hiç kimseye burada olanlardan söz etmeyeceğime dair yemin ederim! Berkay… lütfen, bari sen…? yarım et bana… bırak eve gideyim….” diye yalvarıyordum.Berkay bir eli ile penisini sıvazlıyarak :” hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için güzelim!” diye güldüCihan da sırıtarak:” içlerinde en sexi kaltak sensin, sana hep bitiyordum Selin,hem Berkayın bize sözü var değilmi arkadaşlar? seni evire çevire bir güzel sikeceğiz…”Tufan belini öne arkaya oynatarak bana yapmak istediğini ima ederken, Melih de kahkahalarla :” boşuna direnme Bebek! katıl bize, söz veriyorum çok zevkli olacak, hadi ama Selin nazlanma, seni becerebilmek için 2 senedir yanıyorum Kız!”Aybars da Ayşegülün üzerinden kalkıp yanıma gelerek :” sen sıraya koy olurmu Selin, önce kiminle yatacaksın?”Çiğdem de yattığı yerden kahkalarla gülmekteydi:” ay bu salak utanıyor galiba! soyunabilmen için hepimiz arkamızı dönelim istersen Selinciğim?” Yine herkes gülüşmeye başlamıştı.Ben ise korkudan tir tir titriyordum. Bütün bunlar sadece bir kabus du. Bir Kabus! ve ben şimdi uyanacaktım….ama bu bir karabasan değildi, bütün bu çocukluğumdan beri tanıdığım birlikte büyüdüğüm insanlar, Bar da almış oldukları o acaip küçük hapların sayesinde ve su gibi içtikleri içkiler sayesinde birer Canavara dönüşmüşlerdi. Ben istanbul da öğrenimime devam ederken onların son aylarda nelerle meşgul oldukları açıktı… uyuşturucu, grup sex ve daha kimbilir neler. En çok gücüme giden, Berkay ın bu kadar değişmiş olmasıydı.Aybars eli ile saçımı okşamaya başlamıştı:” at kafandan eski kafalılığı Kızım! Ne var bunda? hepimiz birbirimizi tanıyoruz, burada yabancı yok, canını acıtmayız bunu biliyorsun değilmi? Hadi Selin, senin de hoşuna gidecek, göreceksin!”Aybarsın elini başımın üzerinden sertçe ittiğimde, Aybarsın kaşları çatılmıştı:” Berkay Kız arkadaşını yola getir, yoksa ben bilirim yola getirmesini! anladınmı? söyle şu küçük sürtüğe kafamı bozmasın! dayak cennetten çıktı dedirtmesin şimdi bana Şıllık! bir musibet bin nasihatten iyidir diyip alıcağım şimdi altıma ha!!”Berkayın anlayamadığım bir nedenden dolayı yüzü kıpkırmızı olmuştu ve bana dönerek elinin tersi ile yüzüme sertçe vurdu, arkamdaki duvara çarpmıştı başım. Korkunç bir acı hissettim yüzümde ve kulağımın içi çınlamaya başlamıştı, ve daha kendime gelemeden belime kadar inen saçlarımı dibinden kavrıyarak diğer eli ile tekrar vurdu. Çığlıklar atarak bağırarak ağlayan benmiydim? bu benim sesim miydi? Tufan üzerime atlayıp eli ile ağzımı kapamaya çalışarak :” bağırma Kız! Sus! apartmanı ayağa kaldıracaksın! Ulan Berkay ne diye vurdun şimdi Kıza be?” diye söyleniyordu, tam o sırada kapının yanından çok sakin bir ses :” Selini bırakın, gitsin.” dedi Bütün başlar kapıya döndü. Ömer orada sakin sakin duruyor ve sanki bir yemek siparişi vermiş gibi umarsızca bekliyordu. Onun o çirkin yüzünde en ufak bir duygu belirtisi yoktu ama sesi odada herkesin susmasına neden olacak kadar soğukdu.”Siktir git Lan,Kek! Sen kim oluyorsun da burnunu sokuyorsun işimize Hıyar?” diye bağırdı Cihan Ömer yerinden kıpırdamadan gözlerini Cihana çevirerek:” Siz her ne bok yiyorsanız, yiyin! Ama Selin gitmek istiyor, ve onu bırakacaksınız” dedi. “Noluyo sana Oğlum? Paranı alacaksın yine! derdin ne senin? karışma işimize, çık dışarı” dedi Melih. Ömer bu sefer Melihe doğru bir adım atarak:” Kız istemiyor! rahat bırakın onu” “anlaşıldı seninde götün kalktı, düzüş istiyor, eh hadi bakalım al kızlardan seç birini” diye gülümsedi Berkay. Ayşegül masanın üzerinde bağdaş kurmuş oturuyordu, bir çığlık attı ve:” Neee? ölürüm de bir kapıcı parçasıyla yatmam!” dedi Çiğdem de ona katılarak:” Gitsin anasını becersin bu elm sokağının kabusu freddy kılıklı şey!” dediğinde herkesi bir gülme almıştı. Odanın içinde çırılçıplak bunca insan durmuş kahkalarla gülüyorlardı.

Burçinin daha (güzel) bir fikri vardı:” Selinle yatsın! Seline iyi bir ceza olur bu! Biz onun gibi nazlanmadık dı hiç, sanki onun amı pırlantadan!” Tekrar gülüşmeler oldu, bu sefer iyice keyiflenmişlerdi. Aybars bunun çok iyi bir fikir olduğunu söyledi, fakat Berkay karşı koydu:” bizim içimizden herkes olabilir, ama bu hilkat garibesine asla vermem Selinimi!” Diğer Kızlar Berkaya kızgınlıkla söylenirken tekrar Ömerin o buz gibi soğuk ve sakin sesi duyuldu:” Dünyadaki son dişiler olsanızda size elimi sürmem. tiksiniyorum hepinizden. şimdi son kez söylüyorum, Selini bırakın gitsin” “ya bırakmazsak?” diye sırıttı Tufan Ömer son derece soğukkanlı bir sesle :” Polisleri çağırdım, nerdeyse gelirler.Selini bırakmayacak olursanız onlara olan bitenleri anlatırım, eğer sözümü dinler ve bırakırsanız polislere bir yalan uydurur savarım başımızdan… siz bilirsiniz? karar verin!” dediğinde, odanın ortasına sanki bir bomba düşmüştü, tam o esnada kapı hızlı hızlı çalındı…. Berkayın yüzü bembeyaz kesildi, ilk önce şaşkınlıkla birbirlerine baktılar sonra hepsi aynı anda hızlı hızlı giyinmeye başlamışlardı. Aybars üzerini giyinirken Ömere dönerek:” gözünü seveyim, işin bokunu çıkarma, başımızı belaya sarma Ömer, git aç kapıyı, yanlış ihbar falan de hadi koçum” dedi Ömer elini bana doğru uzatarak:”Selin?” diye sorarak yüzüme baktı. Ona doğru yürüken dizlerim titriyordu, ve başım hala Berkayın tokatları ile sancıyordu. Ömer elimi tutup benimle birlikte kapıdan çıkıp, koridor da ki başka bir kapıdan içeri soktu beni:”burası benim odam, burada bekle, ben polisleri gönderirim şimdi” dedi. korkuyla onun koluna yapıştım ve o çirkin esmer yüzüne bakarak:” hayır nolur beni yanlız bırakma, polisleri gönderme, polisler gidince … onlar yine.. yine bana…” Ömer elini usulca yanağıma değdirdi, öylesine şefkatli bir dokunuştu ki bu, başımı onun göğsüne yasladım:” nolur Ömer, polsileri gönderme” diye yalvardım o ter kokan gömleğinin göğsünde. Kapı daha hızlı çalınmaya başlamıştı. Ömer eli ile çenemden tutarak başımı kaldırıdı ve o siyah gözleri yüzümde sevgi ile gezindikten sonra:”korkma Selin, sana zarar veremeyecekler, buna izin vermem” dedi ve arkasını dönerek kapıyı açmaya gitti. ben bulunduğum odanın kapısına kulağımı dayayarak dinlemeye çalıştım. Ömer polislere , burasının kendi ailesinin dairesi olduğunu ve kendisinin polisleri çağırdığının doğru olduğunu, bazı arkadaşlarının onun evinde içkinin dozunu fazla kaçırıp gürültü yaptıklarından ve komşulara rahatsızlık vermeye başladıklarından ama birtürlü hiç birini eve gitmeye ikna edemediği için polisleri çağırmak zorunda kaldığını anlatıyordu, ve bu esnada diğerlerin teker teker oturma odasından çıkıp polislerle konuşmaya başladıklarını duydum. Yaklaşık 15 dakika boyunca polis lerle konuşmalarından sonra, derhal evlerine gideceklerine dair söz verdiler ve birer birer polisilerin gözleri önünde Ömerlerin dairesinden ayrılıp gittiklerini duydum. Derin bir nefes aldım. Hala titriyordum ama gittiklerini duymakla rahatlamıştım.Sonra birdenbire Berkay ın yüksek sesle bağırması ile irkildim:” Selini almadan gitmem” diyordu. Ömer de benim onunla gelmeyeceğimi beni kendisi sonra evime bırakacağını söylüyordu, ama Berkay bağırmaya devam edince:” Sana Selini almadan gitmem dedim Ulan! Nerede O? söyle!” Polisler bu mevzuyu anlamak istediklerinde ben odadan dışarı çıktım ve Ömerin yanında durarak, Ömerin benim arkadaşım olduğunu söyledim ve eve sonra gideceğimi bildirdim. ” Sizinde kimliğinizi görebilirmiyiz Bayan?” diye Polis sorunca, bende “tabii” diyerek oturma odasına döndüm ve çantamın içinden kimliğimi çıkardım, Oda hala sex ve içki kokuyordu, Allah dan polisler içeri girmemişlerdi, bunu da gelen Polislerden bir kaçının Aybarsın ve Berkayın Babalarını tanımalarından kaynaklandığını sonradan öğrendimdi. Yoksa o gece hepimiz karakolluk olmuştuk …Polisler kimliğime baktıktan sonra iyi geceler dileyerek gittiler. Berkay Merdiven başında durup beni bekliyordu:” Gel Selin, seni eve bırakayım güzelim” dedi gülümseyerek. “Cehenneme kadar yolun var Berkay! Seni bir daha görmek istemiyorum” dedim “Yapma be güzelim, tamam biraz şaka yaptık seninle, bunu yarın konuşuruz olmazmı tatlım?” dedi Duyduklarıma inanamıyordum! Hiç bir şey olmamış gibi devam edeceğimizi sanıyordu gerçekten.Ömer yüzüme sorarak baktığında bende evin içine geri geri giderek:” beni onunla gönderme sakın” dedim yalvararak.Ömer Berkaya iyi geceler dedikten sonra kapıyı onun yüzüne kapadı ve bana döndü:” geçmiş olsun Selin, sen mutfakta otur istersen. ben oturma odasını toplayayım, içerde şişe falan kırmışlar, hemen gelirim” dedi Üzerimde o kadar büyük bir rahatlama vardı ki, durmamaksızın konuşuyordum. Sanki sinirlerimi konuşmakla yatıştırmaya çalışıyordum. Şişeyi benim kırdığımı ve olayın nasıl geliştiğini anlattım Ömere koridorda. O esmer çirkin yüzü öfkeyle daha da karardı:” Adiler!” dedi ve dişlerinin arasından “ailem bu alçakların apartmanında oturuyor olmasa ben onlara çoktan sorardım” diye söylendi sonra gözlerimin içine bakıp:” Ne işin var senin bu it kopukla Selin?” diye sorduğunda, elimde olmadan arkadaşlarımın ve sevgilimin eski halleri geldi aklıma, ne kadar farklıydık o zamanlar, birbirimize güveniyor, birlikte eğleniyorduk. Onlara ne olmuştu böyle? Gözlerim dolmuştu, ve ağlamaya başladım. Ömer elleri belinde çaresizce karşımjda duruyor:”Ne olur ağlama, tamam geçti” falan diye sayıklıyordu. Yüzümü onun o terli göğsüne sakladım, bir an şaşkınlıkla ne yapacağını bilemedi ve sonra korka korka bana usulca sarıldı, ben göğsünde hıçkırarak ağlarken kapının dışından Berkayın sesi geliyordu:” Selin, özür dilerim, bir daha olmayacak birtanem, ne olur aç şu kapıyı ve gel benimle” diyordu. İliklerime kadar korkudan titriyerek Ömere biraz daha sokuldum, o da kollarında beni daha çok sıkarak göğsüne bastırdı, başımı kaldırıp onun yüzüne baktığımda onun o geniş dolgun ağzının titrediğini gördüm. Öfkeden mi? Üzüntüsünden mi? İlk kez Ömer ve Ömer gibilerin çaresizliğini düşündüm o an. Ailesi buranın kapıcısıydı. Bunca senedir mahallemizdeki tüm yaşıtlarım onun 9 Eylül de okuyor olmasını hazmedemeyip ona sürekli sözlü tacizde bulunmuşlardı. Ve bende bunlara sessiz kalmıştım. Susmuştum. Oysa bu gece Ömer, sessiz kalmayıp beni gözü dönmüş arkadaşlarımın elinden kurtarmıştı. Hemde herşeyi göze alarak. Ne kadar harika bir İnsandı. “sana teşekkür edemedim hala Ömer” dedim ve ayak parmaklarımın ucunda doğrulup yanağına bir öpücük kondurdum. Sanki yüzüne değen dudaklarım değil, ateşdi… yüzünü aniden geri çekti. kıpkırmızı olmuştu. Ve sırtımda duran ellerinin titrediğini hissettim. Göz göze geldik. Onun o siyah gözlerinde kayboluyorum sandım. Çok boğuk bir sesle ismimi fısıldadı ve işte ancak o an anladım. Bu esmer, çirkin,kocaman ağızlı erkek beni seviyordu. bu yüzden herşeyi göze almıştı ve bana yardım etmişti. “yoksa sen beni…?” diye soracak oldum ,gözlerini kapayıp inlercesine:”evet Selin, ama hep uzaktan… sen Berkayla çıkmaya başladığında da kahrolmuştum, ama sana açılamazdım, davul bile dengi dengine derler ya… oysa seni hep… of Selin” İçimde ılık ılık birşeylerin yayıldığını hissettim:” aç gözlerini, bana bak Ömer” dedim ve o gözlerini açtığında parmaklarımla dudaklarında gezindim, yutkundu sonra başını eğerek dudakları yavaşca benimkileri buldu. Hayatımda bu kadar güzel bir öpüşme yaşamamıştım. İnanılmaz güzel öpüyordu, dudakları, ağzı muhteşem di. Kollarında eriyorum sandım, ve kollarımı boynuna doladım, onu kendime doğru daha çok çektim.Birdenbire öpüşleri daha ateşli olmaya başladı, dudaklarımı koparırcasına sanki yıllarının acısını çıkarıscasına öpüyordu.Hiç böyle öpülmemiştim, alev alev bir dalganın bedenimi sardığını hissettiğimde aynı anda onun erkekliğinin kasıklarımda sürtünmeye başladığını ve şiştiğini hissettim.

Tam o an onunla sevişme isteği ile tutuştum, bu çirkin kocaman ağızlı erkekle sevişmek istiyorum hemde hemen! Acaba o sakin hali sevişme esnasında nasıldı? onu kendinden geçirebilecekmiydim? Sessiz, ağır başlı Ömer sevişirken nasıl biri oluyordu acaba? Onu deli gibi arzuladım o an.Ömer beni kollarında kemiklerimi kıracakmışcasına sıkıyordu ve beni birdenbire döndürüp sırtımı evin kapısına dayadı. Hiç durmadan ismimi sayıklıyordu, ve elleri bedenimde çıldırmışcasına geziniyordu, ve birdenbire göğüslerimi avuçladı. “Bu gece senin olmak istiyorum Ömer” dedim ve onu tekrar o harika öpen ağzından öptüm.Ömerle biz öpüşürken sırtımdaki kapıya dışardan vurulduğunu hissediyordum,Berkay çıldırmak üzereydi.Biz umursamadık.

Sanki bir anda ikimizde çıldırmıştık. Birbirimizin gömleklerini yırtarcasına çıkardık, sütyenimi onun titreyen elleri bir türlü çıkaramadığından ben çıkardım, göğüslerime aç bir kurt gibi saldırdığında kapının ardından tekrar Berkayın sesi geldi:” Selin? beni duyuyormusun? aç şu kapıyı diyorum sana!” Ama benim açmak istediğim tek şey bacaklarımdı, ve bacaklarımı açarak Ömerin beline sardım. Olanlara inanamıyormuş gibi yüzüme baktı ve hızlı hızlı soluyarak:” eminmisin Selin? minnettarlık istemiyorum” dediğinde, cevap olarak “seni arzuluyorum, minnettarlıkla en ufak bir alakası yok” dedim. Ömer in elleri, dudakları inanılmazdı! Yok böyle bir zevk! olamaz! diye için için sevindiğimi hatırlıyorum, o bana dokundukça ben çıldırıyordum. Kalçasını büyük bir istekle bacak arama sürttüğünde birden irkilerek ikimizin kucağına baktı ve gülerek:” hay allah, daha pantolonumu bile çıkarmamışım, bende niye giremedim diyorum salak gibi” dedi. bende gülmeye başladım. ikimizde bu gülüşmler esnasında soyunmaya çalışıyorduk, ama Ömer çok sabırsızlanıyordu: ” yalvarırım Selin, çabuk ol birtanem Selin aklımı kaçıracağım, hemen girmeliyim içine, hemen. anla ne olur, çabuk ol”diye inliyordu. Eteğimi aşağıya sıyırdıktan ve slipimi de çıkardıktan sonra Ömer bir adım geri atıp, hayranlıkla çıplaklığımı izledi ve ben onun pantolununun kemerini çözmeye çalışırken o işaret parmağı ile amımın dudaklarını aralayıp klitorisimin etrafında daireler çizmeye başladı. Dizlerimin bağı çözüldü, ama o lanet olası kemerini hala çözememiştim. Ömer de durmadan kulağıma “çabuk ol tatlı Selin, çabuk ol aşk ım, ne olur çabuk ol, al beni içine, içine basmak istiyorum ….” diye fısıldıyordu. Parmağı klitorisimin etrafındaki dairesel hareketlerinde hızlandığında , zevkten gözümün önü karardı ve ona tutunmak mecburiyetinde kaldım,Ömer de birden sendeledi ve ikimiz de yere düştük. Kahkahalarla gülüyorduk, neredeyse gülmekten kriz tutacaktı ikimizide. bu çok güzel ve yeniydi benim için, hiç sevişirken böyle kahkahalarla güldüğümü hatırlamıyordum. Ömerin o gülen yüzüne baktığımda o an bana hiç de çirkin gelmedi. Kapının ardından kahkahalarımızı duyan Berkay sinir krizleri geçiriyordu:” neler oluyor orada? açın şu kapıyı!” diyerek kapıyı yumruklamaya başlamıştı.”apartmanda herkes uyanacak” dedim korkuyla ama Ömer aldırmıyordu bile, sanki ben onun gerçekleşen bir rüyasıydım ve beni onun elinden alacak hiç bir güç yoktu dünyada, bana bir yandan beni düşünerek kaç kez masturbasyon yaptığını anlatıyor ve beni sevgilisi olarak hayal ettiği geceler boyunca yastığına sarılıp çaresizce nasıl ağladığını anlatıyordu… Ömer pantolonunu çıkardıktan sonra yerde benim üzerime uzanıp göğüslerimi dudakları ile yalamaya başladı… bir zevk girdabın içindeydim sanki, kendimi kaybetmek üzereydim. Kimbilir kaç gündür traş olmamıştı ve kısa sakalları sert bir fırça gibi sürtünüyordu göğüs uçlarıma, bacaklarımı açıp beline doladım, içime girmesi için kalçamı kaldırdım ama o fikrini değiştirmişti anlaşılan, o traşsız yüzünü ve sıcak dilini bedenimde aşağılara doğru gezdirerek, bacaklarımı elleri ile belinden çözdükten sonra, yüzünü iyice amıma dayadı, ve ben uzayın boşluğunda uçuyorum sandım. Böyle bir zevk olamazdı! Berkayın kendisi ile alay ederek-sen b!

u suratla daha milli bile olmamışsındır” dediği Ömer ustaların ustası bir sevişme uzamanıydı! Önce dili ile klitorisimin sağ tarafında sürtündü, sonra sol tarafına geçti, o kocaman ağzını açarak klitorisimi dudakları arasına alıp emmeye başladı ve bir yandan da ağzının içindeki dili onun dudakları arasındaki klitorisime gıdıklarcasına sürütünüyordu ve gittikçe bu dilinin darbeleri hızlandı, ıslaklığım bütün bacak arama bulaşmıştı, sesime hakim olamayarak çığlıklarla boşaldığımda, Ömer benim boşalma anımda dilini amimdan içeri sertçe sokup , dili ile içerdeki kendi kasılmalarımı bana da hissettirdi ve ben onun ağzına aktığımda o muhteşem ağzını iyice açarak neredeyse bütün amımı ağzıyla kaplayarak emmeye başladı, zevkten ve aldığım hazdan gözlerimden yaşlar geliyordu. Yerimde doğrulmaya çalıştım , bende onu mutlu etmeliyim bende onu ağzıma almak istiyorum diye düşünürken o buna müsaade etmedi ve beni tekrar yatırdı. İkimizde nefes nefese kalmamıza rağmen birbirimize gülümsedik ve Ömer ansızın ellerini popomun altına sokup kalçamı yüzüne doğru kaldırıp tekrar baştan başladı… o diline aşık olmamak mümkün değildi! “hani sabırsızlanıyordun, hani içime girecektin Ömer?” diye itiraz ettiysemde aldırmadı ve dudakları amımın dudaklarının her santimini emmeye başladı, sonra dişleri ile usulca amımın dudaklarına küçük küçük ısırıklar kondurdu, ve ardından yüzünü iyice bacak arama gömerek dilini bir penis gibi kullanarak, dili ile beni sertçe sikmeye başladı, tekrar boşaldım, ve yine boşaldım … kendime geldiğimde kendi haykırışlarımın koridorun duvarlarında yankılandığının farkına vararak kendi elimle ağzımı kapamaya çalıştım ve işte o an kapının arkasından Berkayın neredeyse ağlamaklı bir sesle söylendiğini duyabildim:”hayır Selin! bu imkansız! onunla olmaz! onunla olmaz! bunu bana yapamazsın Selin! Selin çık dışarı” Kaçıncı kez boşaldığımı bilmiyorum Ömerin birdenbire orta parmağı ile arka deliğimi zorladığını hissettim,daha önce arkadan hiç sevişmemiştim ama onu önce amımın alev alev yanan derinliklerinde hissetmek istiyordum ve onu omuzlarından tutarak üzerime çektim” hemen içime girmezsen seni öldürürüm Ömer” dediğimde , Ömer gülümsedi ve kendini benim üzerime bıraktı. Şınav çekecekmiş gibi elleri üzerinde doğrulduğunda gözlerime bakarak:” sen benim hayatımın kadınısın Selin, seni seviyorum” diye fısıldadı. Ben darmadağan olmuştum, yarı bitkin ve yarı delirmiş bir halde orada öylece altında yatarken o gayet soğukkanlı görünüyordu ve hala içime girmemişti. “gel artık” diye inledim. “bana ne istediğini söyle Selin” diye cevap verdi

“içime girmeni istiyorum, gir içime ” diye inledim tekrar gülümsedi “yani?” diye sorduğunda haykırırcasına “Sik beni Ömer!” diye bağırdım “bir daha söyle” dedi ve dili ,ağzımın üzerinde gezindi Onu o kadar çok istiyordum ki, içimdeki boşluk beni öldürüyordu , hemen doldurulmazsa öleceğimi sanıyordum, hece hece ona ne istediğimi söylerken ,daha lafımın ortasında içime öyle bir hışımla girdiki nefesim kesdildi ve kasıklarımdan içeri bir kılıcın girdiğini sanmıştım, acıyla bağırdım , tekrar ağır ağır geri çekildi, ve yine yüklendi, “seni seviyorum Selin” diye inledi ve ondan sonra sikilmeyi tam anlamı ile bana yaşattı. hayatımda böyle bir sevişme yaşamamıştım, yarağı o kadar kalındı ki içimdeki duvarlara eziyet ediyordu sanki ve bu eziyet hep müthiş bir zevke dönüştüğü anda tekrar soktuğunda yine ızdırabım oluyordu ve vuruşları sertleşmeye başladığında amım onun yarağının her santimine alışmıştı ve sadece zevk zevk zevk vardı …orada yerde kapıcının evinde çirkin Ömer tarafından sikilmek hayatımın en güzel anlarıydı, bitmesini istemiyordum, o ağır başlı sessiz Ömer gitmiş yerine hayvanlar gibi hırlayan biri gelmişti, onun vuruşları altında bütün bedenim sarsılıyordu ve Ömerin aldığı hazzı yüzünden okuyabiliyordum, muhteşem sikiyordu! Hayır, hiç bitmesin istiyordum fakat :”daha fazla dayanamıyorum” diye bağırdı ve Ömer son olarak bütün gücü ile kökledikdikten sonra hırıltılar çıkararak benim derinliklerime boşaldı, spermleri o kadar tazyikle içime akıyordu sırf bu dahi boşalmama yetmişti ve bende ondan birkaç saniye sonra bilmem kaçıncı kez boşalmıştım. İkimizde nefes nefese ve ter içindeydik.Çok yumuşak bir şekilde öpüşmeye başladığımızda gün ağarmıştı ve Berkay ın kapının ardındaki sesi kesilmişti…Ömeri kollarımda sararak ona bunun hayatımın en güzel sevişmesi olduğunu söyledim, o da bana sırıtarak” henüz bitmedi aşkım” dedi ve ayağa kalkarak bana elini uzattı ve benide ayağa kaldırdı, başım müthiş dönüyordu, çok şiddetli ve üst üste sayısız kere boşalmıştım. Yürüyemiyeceğimi anladığımda o uzun boylu çirkin Ömer beni kollarının arasına alarak kucaklayıp banyoya götürdü, ne yazık ki onların evinde banyo-küveti yoktu, ikimizde yaramazlıklar yapmakta olan iki çocuk gibi fısıldaşarak ve gülerek birbirimizi o berbat duşun altında yıkadık. Duş başlığı dahi yoktu, su plastik bir hortumdan geliyordu ama, aldığım en keyifli duş olmuştu. Ömer ile herşey çok güzeldi. Beni kendi elleri ile kuruladıktan sonra, kocaman yumuşacık havlulara sarıp, tekrar kucaklayıp kendi odasına, yatağına götürüp bıraktı “bekle beni burada Selin, hemen döneceğim” dedikten sonra odadan çıkmadan önce radyatörü açtı. Odanın içine keyif verici bir sıcaklık yayılırken, Ömerin odasına bir göz gezdirdim. nereye baksam kitap doluydu. raflar, eski ahşap masa, yerler, her yer kitaplarla doluydu… ve gözüm birden onun yatağının tavanında ki , ağarmakta olan günün loş ışığı ile zor seçebildiğim bir karaltı vardı, havluyu bedenime iyice sararak kalkıp lambayı yaktığımda, gördüğüm karşısında gözlerime inanamadım.Ömerin yatağının hemen üzerindeki tavanının bölümünde, beyaz tavan zemine, kalın kara kalem ile çizilmiş benim resmim vardı, o upuzun saçlı, iri gözlü kız bendim! Uzun saçları rüzgarda uçuşan, omuzları çıplak bırakan bir T_Shirt ile aşağa yatağa doğru bakan bu Kız bendim! Benim böyle bir T_Shirt üm vardı ve onu çok sevdiğimden ,geçen sene çok sık giymiştim.Beni bu kadar çok seven birinden ben bunca sene nasıl olmuştu da habersiz yaşamıştım? Nasıl fark etmemiştim? Gözlerimin dolduğu anda Ömerin koridordaki ayak seslerini duyunca lambayı tekrar kapayıp yatağın üzerine uzandım. Ömer büyük bir tepsi içinde kahvaltılık yiyecekler ve üzerinde dumanı tüten iki bardak çay ile içeri girdiğinde, ona aşık olmayı istediğimi fark ettim. Tanıdığım diğer erkeklerden ne kadar farklıydı. Kahvaltımız esnasında bana o resimden bahsetti, bende kahvaltı tepsisini yataktan alıp yere bırakarak onun sözlerini dudaklarımla yarıda kestim.Beni büyük bir şefkatle öptüğünde, görünüşe aldanmamak gerek, diye düşündüğümü hatırlıyorum.O gün öğle saatlerine kadar seviştik. Sonra beni eve bıraktı. Annemlere bir arkadaşta kaldığımı söyledim, pek inanmadılar ve çok sitem ettilerdi ama hiç bir şey umurumda değildi. Daha o günün akşamı Berkay ların evine uğrayıp her şeyin bittiğini ve asla bir daha onunla konuşmak istemediğimi anlattım eski sevgilime. Tehditler savurdu, bizimkilere benim geceyi Ömer de geçirdiğimi söyleyeceğini söyledi, bende ona olup biten herşeyi de anlatmayı unutma o zaman dediğimde, sustu.Ömerle birlikte olmaya doyamıyordum. Biz çok mutluyduk, ama çevremiz ve ailelerimiz bizi çok yadırgıyordu. Benim paramla lokantada bir yemek yemeyi dahi kabul etmeyen Ömer, sevişebilmemiz için kiraladığım möbleli bir daire ye gelmeyi de kabul etmedi, bu nedenle hep onun maddi gücünün el verdiği ucuz pansiyonlarda buluştuk, ve biz birbirimize hala doyamıyorduk.Beni istanbul da ziyarete geldiğinde, oradaki arkadaşlarım ve çevrem de Ömeri küçümsedi, ve beni ayıpladı. çok zor günlerdi.Fakat biz yılmadık, ve bugün -o geceden- bu yana bir buçuk sene geçmesine karşın hala birbirimize deliler gibi aşığız. Ömer bu sene mezun oluyor, ve istanbula yerleşecek.Kim ne derse desin, ben dersimi aldım. Görünüşe asla ve asla aldanmayın Kızlar!

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir