Uçak Rötar Yapınca

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bu olayı birkaç ay önce yaşadım. İş için İstanbul da dolaşıp bağlantılar yapıyorduk. İzmir’e gitmemiz gerekiyordu. Hava alanlarında uzun süre beklemek, uçakların rötar yapması, son dakikadaki aksiliklerden zamanında yetişemeyerek uçağı kaçırma vs. . . . yerine ortağımın ısrarı ile gemi ile gitmeğe karar vermiştik. Tamam yolculuk daha uzun sürecekti ama hiç olmazsa gece, içinde duşu, tuvaleti, yani gerekli her şeyi bulunan gemide dinlenecek ve lüks restaurant da güzel bir yemek yiyip içerek vakit geçirebilecektik.

Karaköy de limana geldiğimde Kemal daha ortalarda görünmüyordu. Çok iyi bir insan, ortak olmasına rağmen biraz rahattı. Zaten her zaman geç kalır hep son anda çıkar gelir, herkesi heyecandan heyecana sürüklerdi. Hatta birkaç sefer uçağı, treni bile kaçırmıştı. Bu nedenle biletleri daima ben yanıma alırdım. Ne olur ne olmaz. . . . Gemi rıhtımdaydı ama daha yolcu almıyordu. Yolcu salonu önündeki banklara, çantamı bacaklarımın arasına sıkıştırıp, oturup insanları seyretmeğe başladım. Bagajı elinde koşuşturanlar, nereye gideceğini bilmediğinden kaybolanlar, hamalların peşinden yetişmeğe çalışanlar, sürünerek dolaşanlar, vedalaşanlar, bağırarak konuşanları seyretmek çok eğlenceliydi. Sonra ortalarda ne yapacağını, nereye gideceğini bilmeden dolaşan kısa siyah saçlı, üzerinde bir yağmurluk olan kot pantalonlu kıza gözüm takıldı. Bakışları ile bir şeyler aramaktaydı. Sonunda, bitkin bir halde gelip yanıma oturdu. Birkaç dakika sonra dayanamayarak sordum

– Birini mi bekliyorsunuz yoksa geminizi mi arıyorsunuz Bayan ?

– Hayır. . . Kimseyi beklemediğim gibi gemi filan da aramıyorum. Gidecek yerim yok. Geceyi geçirebileceğim emin bir yer arıyorum. Hem böyle nereye gidebilirim ki diye devam etti. Siz nereye gideceksiniz ? cevaba çok şaşırmıştım.

– İzmir’e iş için gidiyoruz.

Ne kadar şanslısınız. Ben de İzmir’i görmek, gezmek isterdim. . . . . . . Geminin kalkmasına yirmi-yirmibeş dakika kalmıştı. Kemal asla bu kadar geç kalmazdı. Anlaşılan geç kalacak diye düşünerek kalkıp yürürken cep telefonum çaldı. Oydu, trafikten yetişemeyeceğini, benim gitmemi, dönüşte işlere devam edeceğimizi söylüyordu. Benimde çakan şimşek ile birden geri dönüp kıza yaklaştım.

Arzunun gerçekleşmesini istermisin ? diye cüretkar bir tonda sordum. Şaşırarak başını kaldırıp yüzüme dalga geçip geçmediğimi anlamak istercesine bakarken beni süzüyordu.

Gerçekten bunu yaparmısınız ??????

Tabii, bagajın nerede ?

Bagajım yok ki, zaten üç gündür sokaklardayım. Beni değil İzmir’e Sibirya’ya bile götürmeğe kalksanız fark etmez. Ama güneşli, sıcak yerleri tercih ederim.

Haydi beni takip et o zaman diyerek rıhtıma yürüyüp biletimi ve çantamı kontrolöre uzattım. Bir kamarot, bana hemen üst güvertedeki kamaramı gösterip eşyalarımı yerleştirdi, biletimi zımbaladı. Hava alacak gibi aşağı inip şaşkın ve umutsuz bakışlarıyla beni takip eden yabancıma yaklaşıp,

Haydi binelim yoksa geç kalacağız. . . . . . dediğimde inanamayarak yüzüme baktı sonra daha samimi bir hava vermek için mi yoksa kendini daha güvende duymak için mi bilemiyorum elimi tuttu ve birlikte gemiye doğru yürüdük. Tam zamanında pasrelden gemiye bindik. Birkaç dakika sonra de gemi demir alıp rıhtımdan uzaklaşmaya başladı.

Dar koridorda karşılaştığımız Kontrolör kızı şüpheci tavırlarla iyice süzdü, “Birlikteyiz “deyince kenara çekildi. . . Kabine girip kapıyı kapattık. Deminden beri tuttuğumuz nefeslerimiz süratle dışarı fırlarken ıslık gibi bir sese neden oldu. Koltuğa yan yana çöktük. Birkaç saniye sonra birbirimize bakıp gülümserken ;

Merhaba ve teşekkürler. Ben Hatice. . . . .

Ben de Erkan. Bu kadar sakin olup ve cesaret gösterebileceğimi bilmiyordum. Zannedersem şimdi her şey Ok. Artık çekinecek bir şey kalmadı !!!

Kabini keşfetmeye çalıştık. Kemal doğru söylemişti, küçük küvetli bir banyo, havlular, tuvalet, lavabo, basit ama gerekli tuvalet malzemeleri kısacası seyahatte gerekebilecek her şey vardı. Aslında bunlara daha çok Hatice ‘nin ihtiyacı vardı.

Haydi şunları bir dene de, sonra gidip bir şeyler atıştıralım, acıktım. . . . Birkaç dakika sonra kızın üstündeki toz toprak temizlenmiş, oradaki tarakla da saçlarına biraz çeki düzen verince yüzünde hoş bir ışıltı belirmişti.

Birinci güvertedeki kafeteryada biraz oturup birer tost atıştırıp havadan sudan konuştuk. Güneşlenmeğe, kenarda kağıt, tavla oynamaya çalışanları seyrettik. Kamaraya dönüp biraz elbiselerimizle yatağa uzanıp biraz uyuduk. Kamaraton yemek servisi başladı diyerek koridorda dolaşmasına uyanıp kalktık. Daha sonra da yemeğe gittik. Restaurantdaki atmosfer gerçekten lükstü. Kapıdan girer girmez, gülerek karşılandık ve elimize bir aperatif tutuşturdular. Enfes bir yemek yerken şarap, kahve ile de özel bir likör içtik. Yemekte bana hikayesini anlatmaya başladı. 21 yaşındaydı ve güneyde A. . . . . . . . . . . . . . . civarındandı. Altı ay kadar önce 25 yaşında bir yakışıklı bir gence aşık olup her şeyini bırakıp oğlanı takip ederek arkasından soluğu burada almıştı. Ama kısa bir süre sonra sadece bir yaz maceracısının kurbanı olduğunu anlamış. Oğlanın pek de sağlam pabuç olmayan kumarbaz bir sürü arkadaşıyla aynı evde kalmak zorundaymış. Oğlan kaybettikçe daha çok paraya ihtiyaçları olmaya başlamış. İkinci şişe şarap Hatice ‘ nin daha fazla detaylı olarak anlatmasına yardımcı olmaktaydı. Diğerleri yanında çekinmeden kızı aşağılamaya, kötü davranmaya başlamıştı. Geçen hafta arkadaşı ve diğerleri bir hayli içip iyice sarhoş olduklarında birden sevgilisi onu masaya çıkartıp eteğini yukarı sıyırıp donunu indirerek edep yerlerini diğerlerine kahkahalarla göstermiş, diğerlerinin de yiyecek gibi bakışları kızı rahatsız etmişti. . 3 gün önce de kumar birden strip pokere dönüşüp kızı soymaya başlamışlar. Bir ara iyice kafayı bulan erkeklerden biri kızın göğüslerini bacak arasını okşamak isteyince erkek arkadaşı diğerine bunları veya başka şeyler de yapmak istiyorsa önce para ödemesi gerektiğini söyleyerek tartışmaya başladıklarında gittikçe ısınan ortamdan rahat ama kendine özgü ahlak değerleri olan Hatice, birden bire orta malı olmamak, orospular gibi pazarlanmamak için ayak uçlarında yavaşça toparlanıp kendini derhal sokağa atmış. Cebindeki üç beş kuruş da bitince o günden beri de beş parasız sokaklarda dolaşıp durmaktaymış Sağda solda atılan laflara, yapılan uygunsuz tekliflere de kendini bu düşürdüğü için oğlana lanetler sayarak, bağırıp çağırarak karşı koymuş ama ben olmasaymışım daha ne kadar dayanabileceğini kestiremiyormuş.

Yemek sonunda Hatice iyice gevşemiş, rahatlamış, yanakları pembeleşmiş, zarif, ince hatlı hoş yüzünde oluşmaya başlayan gülümsemelere karşı ilgisiz kalmam zorlaşmaktaydı. Geç vakit kamaraya döndüğümüzde yataklar hazırlanmıştı. İçeri girdiğimizde ;

Burası sıcakmış. Banyo yapsam iyi olacak. Duşunu kullanabilirmiyim, dedi.

– Tabii ki, İstersen dışarı çıkıp bekleyebilirim ! dediğimde tereddüt etmeden,

Hayır kalabilirsin, varlığın beni rahatsız etmiyor. Bilmiyorum neden ama sana güveniyorum.

Yatağa oturdum, Hatice de tam karşımda ayakta durarak, kazağını, sonra da sweet shirt ‘ünü en sonunda da sutyenini çıkartıp normal irilikteki ama dik göğüslerini ortaya döktü ben de bu arada elbiselerini askılara asmaktaydım. Birden;

Kotunu çıkartmana yardım edebilirmiyim sorusu ağzımdan dökülüverdi.

Tabii. . . . . . . . haydi gel !!!!

Teker teker kotun düğmelerini açtım ve altında donunun olmadığını gördüm. Aslında kalçalarının arasına kumaşın bu denli sıkışmasından altında bir şey olmadığını tahmin etmeliydim. Bakışlarımı kadınlığına elimde olmadan mıknatıslayarak kotu bacaklarından sıyırdım. Çok hoş görünen dudakçıklara indikçe azalan, az kıllı, bir koyu organı vardı. Kadınlık dudakçıkları o kadar ayrık duruyordu ki arasından klitorisi ve amının kenarları görünüyordu. Yaşadığı kötü günleri hatırlatmamak için istemeyerek geri çekildim. Birkaç saniye daha süzdükten sonra;

– Biliyormusun sen çok aslında çok güzelsin!!!!!

Şaşırarak sadece gülümserken gözlerini kırpıştırarak teşekkür etti. Duşa girdi ve suyun sıcaklığını ayarlayana kadar seyretmeğe zevkle devam ettim. Sonra kalkıp valizimden şampuan çıkartıp ;

Saçlarını bununla yıka diyerek uzattım. Ayrıca vücut şampuanı da var. Uzanıp aldı ama sırtına eli yetişmeyince duraklamasından ve hafifçe yan dönerek bana soru sorarcasına bakması üzerine ;

Yardım etmemi, sırtını yıkamamı istermisin ?

Evet ! Sevinirim. Diyerek gülümsedi. . .

O saçlarını şampuanlarken ben de vücut şampuanını omuzlarına ve sırtını yıkarken önünü dönüp kollarını yukarı kaldırarak beklemeğe başlayınca bana sadece devam etmek kaldı. Az sonra ellerimin altında sertleşmeğe başlayan göğüslerine, düm düz karnına ve baldırlarının üst kısımlarına yayarak sürüp sabunlamaya başladım. Ellerim göğüs altlarından göbeğine, karnına ve üçgenine doğru inerken kot arasında sıkışıp, sürtünmeden iyice tahriş olup kızarmış dudaklılara daha fazla hırpalanmasın diye dokunmamaya özen yıkamaya başladım. Daha da ileri gidip ellerimi aşağılara, bacak arasına sokup vajinasını üstten ovuşturmaya başladım. Birden daracık kabinde yan döndü. . . . ve bacaklarını aralayarak elimin araya daha rahat girmesine imkan yarattı. O kadar yumuşaktı ki her şeyi unutmaya başladım. Hatice ‘nin nefes alışları git gide hızlanmaktaydı. O anda kendini zorunlu hissetmesini istemeyerek durmaya karar verip, bacaklarını ve ayaklarını yıkadım. Yavaşça döndürüp sırtını sabunlamaya başladım. Ellerimi devam etmemi istercesine, tutup aşağılara doğru indirdi. Az sonra ellerim kalçaları ve kıvrımları arasında dolaşmaya başlamıştı. Parmağım anüsünün etrafında daireler çizmeğe başladığında derinden bir iç çekti. Öne doğru eğilerek, tekrar bacaklarını araladı, elimi tutarak kadınlığının üzerinde gezdirmeğe başladı. Birden bire karşıma çıkan bu olanak inanılmayacak kadar harikaydı. Dizlerimin üzerine otururken, beni git gide çıldırmaya başlayan götüne ve dudakçıkları iyice açılmış, ortaya çıkmış amına uzun uzun baktım. Elimi orada bırakıp saçlarını yıkamaya başladı. Yüzüne yayılan sabundan gözlerini açamadığından yararlanarak bir parmağını amına soktum. Vajinasının sıcaklığı ve kayganlığı, üzerinden akan serin suyla bir tezat oluşturuyordu. Genç kız kadınsal olgu ve reflekslerinden bir şey kaybetmemişe benziyordu. Birinciyi ikinci bir parmakla talip ederek içine giriş çıkışlarımı hızlandırdım. Nefes alışları git gide belirginleşerek sesli bir hale dönerken birden elini bızırına koyup, kendini şiddetle okşamaya başlamasını zevkle seyrettim. Birkaç saniye ona kendini kontrol edemez bir şekilde boşalmasına yetti. Onu durularken, hala yarı kapalı gözlerle bana bakıp

Ne kadar uzun zamandan beri canım çekiyordu böyle bir şeyi, çünkü O, yani benimki değil benimle ilgilenip sevişmek, oyundan fırsat bulup da yatağa bile gelemiyordu.

Hatice kurulanırken ben duşa girmek için soyunmaya başladım. Donumu çıkarttığımda, kıza yaptıklarımdan etkilenen küçük oğlan hazır ola geçmişti bile. Kalkıp yere paralel ileri uzanmış sikime ilgiyle bakarak

Bakıyorum, sağlığın da epeyce yerine gelmiş !!!!!!!!

Kabin aralığı ve içi arasındaki yerlerimizi değiştirdik. Gidip yatağın kenarına ilişerek yıkanmamı seyretmeğe başladı. Tahrik olmaktan kızarmış şişmiş sikimi yıkarken “ Hummm ” dedi. Durulanıp çıktığımda, kurulamayı teklif ederek havluyu elimden aldı tüm vücudumu okşarcasına kuruladı. Tekrar yatağa oturarak yaklaşmamı işaret etti. Sikimi eline alarak, tıpkı biraz evvel benim onun amını incelediğim gibi epeyce ilgiyle seyretti. Sonra birden eğildi ve çabucak ağzına sokarak süratle dilinin üzerinde götürüp getirerek emmeğe başladı. Saçlarında yakalamış her ağzına sokuşundan daha kuvvetli bastırarak boğazının dibine kadar sokmaya çalışıyordum. İki dakika sonra bu işlemim sonunda kuvvetli bir şekilde boğazına fışkırmaya başladım. Bir miktarını yuttu. Dışarı taşanları havluyla sildik. O derin derin nefes alarak, hala yatağın kenarında otururken, ayrık bacakları arsına başımı soktum. Kadınlığını bu kadar yakından görmeğe dayanamayarak, kılları zevkten dikilmiş, dudakçıkları tamamen gerilip ayrılarak pembe bızırını ve içinden biraz o tatlı mayhoş kokulu sularının dışarıya taşmaya başlamış olduğu amı zevkle seyrettim. Sanki gemi dalgalar arasında daha hızlı sallanıyor gibi gelmeğe başlamıştı. Önümde, bacaklarını tamamen açarak ortaya cinsel organın her tarafını yalamaya başladım. Dil atmaya başladığım klitorisi deminki mastürbasyondan ötürü çok hassaslaştığından beni amına doğru yöneltti. Yalamalarımdan zevklenmeye başladığını görüp sikim eski halini dik ve sert almaya başlayınca;

Sırt üstü yat ve dizginleri bana bırak. ATA bineceğim, dedi.

Dediğini ikiletmeden kalkık sikim havada sırt üstü uzanınca üzerime çıkıp, eline alıp kadınlığına yöneltti. Sikimin başını ıslak deliğine sokarken zorlandı. Tamamen içine kayması için iki üç sefer denemek zorunda kaldı. Aslını söylemek gerekirse benimki uzun değil ama kalındır. Bu da dar amlı kadınlara girerken büyük bir sorun oluyor. Geminin sallantıları yardımıyla üzerimde deliler gibi gemi azıya aldı. Amının içindeki kasılmaları hissediyordum. Organım üzerinde, her sefer dışarı çıkma riskiyle karşı karşıya kalacak şekilde inip kalkmaya başladı. Sikimin içinden çıkmaması için dikkatlice üzerime uzanıp sürmeğe, özellikle de üçgenini benimkine sürtmeğe başladı. İleri geri her hareketinde bacak aramda ve sürtünmeden kaynaklanan bir sıcaklık gitgide yükselmekteydi. Sikim amına süratle girip çıkarken ben de boş durmayıp elimle bedenimde seyahat eden göğüslerini okşamaya çalışıyor, delicesine dudaklarını öpüp yalıyordum. Hızla soluk almasının yerine az sonra çığlıklar almaya başladı. Kasılmaya, titremeğe başladığını görüp geldiğini anlamamla, deminden beri spermlerimin fırlamasını engellemek için kendimi sıkmaya boş verdim ve bende ağzımdan yükselen inleme sesleri ile ona katılıp vajinasının içine kuvvetlice fışkırmaya başladım.

Sikim hala içinde dururken üzerine tamamen uzanıp eğilip uzun süre beni küçük öpücüklere boğdu. Geminin beşik gibi sallantıları içinde uyumuşuz.

2-3 saat kadar sonra kuvvetli bir sarsıntıyla uyandık. Sikim hala sımsıcak amının içinde ve birbirine karışmış apış arası kıllarımız da karışan orgazm sularımızdan vıcık vıcıktı. Kalkıp banyoya girdi, kapıyı kapatmadan yüzü bana dönük olarak bacaklarını daha iyi görebilmem için iyice yana aşarak işemeğe başladı ben de heyecanla seyrettim. Sonra striptiz yaparcasına ağır hareketlerle kurulanırken işemeğe ihtiyacım olup olmadığını sordu. Zorlukla yerinden doğrulup klozete yaklaşırken

Sen işerken elime alıp oynayabilirmiyim ? Bir erkek işerken, onu tutmayı çok istedim ama fırsatım henüz hiç olmamıştı da, dedi.

Diğer konularda olduğu gibi, spontane davranması çok hoşuma giderek elini alıp sikimin üzerine getirdim ve ben işerken elindeki sikimi bir hortum ile çim sular gibi saya sola döndürerek oynayıp işetirken, ben o ana kadar hayatımda tatmadığım vücudumu saran garip bir ürperti duyarken, o ağzından hayranlık dolu sesler çıkarttı.

Bu küçük gösteriden sonra yatağa döndüğümüzde bacaklarını ayırarak;

– Haydi gel, daha doyamadım, canım yine istiyor, dedi.

Dudakçıkları elleri ile ayırıp daha şimdiden ıslanmış amını bana göstermeğe başladı. Bacakları arasında yerimi alıp yarı kalkıp sikimi amının üzerinde gezdirerek hem onu hem de kendimi iyice hazırladığımda seslerimiz tamamen değişmiş bizi bekleyen sevişmeden başka bir şey düşünemez hale gelmiştik. Bacaklarını omuzlarıma kadar kaldırıp önce yavaşça iri başı sonrada sert kalça hareketleri ile tamamını soktuğumda ayakları yanaklarımda titreyerek oynamaya başladı. Birkaç sefer yüklendikten sonra sikimi çıkartıp önümdeki amın enfes görüntüsünü seyrettim. Dudakçıkları zevkten tamamen ayrılmış, küçük pembe delik iyice ortaya çıkmıştı. Dayanamayarak eğilip birkaç dakika yaladım, dilimi girebildiğince derinlere sokarak içerdeki suyu koklayıp, yutarken Hatice küçük çığlıklar atıyordu. Tekrar ama bu defa tek seferde girip amının dibini bulduğumda bacakları sanki havada asılı kaldı. Zevkten kudurmak üzereydik ama ikimizde bu anı uzatmak için kendimizi tutuyorduk. Kendimi 4-5 dakika kadar kontrol edebildim. O bu arada bitkinliğin uç sınırında, çığlıklarla birinci orgazmını yaşamış ikinciye hazırlanıyordu. Bir ara dışarı kayan sikimi götüne yöneltip itirazlarına rağmen biraz bastırdığımda başı girmişti. Birkaç saniye sonra kendiside bu kadar kolay girmesine ve düşündüğünden çok daha az canının yanmasına şaşırarak “Yavaş lütfen, olur mu “diye ricada bulunarak kendini tamamen bıraktı. Artık amından daha dar olan bu deliğe hırsa girip çıkmaya başlamıştım İkimizde haykırmakta, oflayıp puflamaktaydık. Tekrar amına dönüp de süratle sikmeğe devam etme ile içindeki baskıdan kurtulmanın verdiği rahatlıkla ve amının sikilmesinden zevkle kıvranmaya başladı ve az sonra da haykırışları iyece artarak orgazma ulaştı. Gücümün son demlerinde birkaç giriş çıkış daha yapıp tam boşalacakken çekip götüne azcık sokup spermlerimi bu sefer oraya boşaltmaya başlamamla birden zevkten bağırmaya ve tekrar kıvranmaya başladı. Oradan da çıkartıp geri kalan damlaları karnının üzerine saldım. Ellerimle menileri karnına yayarken o da bana katılıp bulduğu suları göğüslerine, sonra da ıslak parmaklarını ağzına sokup yalamaya başladı. Normale dönmeğe başlayınca arkasını dönüp bacağını kaldırarak sokulup yatmamı istedi. Sımsıkı sokularak uzandığımda, bacağını indirip sikimi kalçalarının arasında hapsetti. Başını yüzüme döndürüp bir öpücük verdi ve kalçalarını oynattırarak ;

İçime sokarmısın onu lütfen, İçimde bir yarak varken uyumaya bayılıyorum, Bana bir kadın olduğumu hissettiriyor da. dedi. Geminin İzmir ‘e varma saati öğleye kadar o şekilde sikim sıcak ve ıslak fırınında uyuduk. İzmir’e ilk indiğimizde üzerine daha düzgün birkaç giyecek ve makyaj malzemesi aldım. Gerektiği gibi giyinip, süslenince hakikaten çok güzel bir kız olduğu hemen belli oluyordu. Evine dönmesi için para verebileceğimi söylediğimde kabul etmedi ama İzmir’de kaldığım üç gün içinde otelde benle kalmak istedi. Ben de zevkle kabul edip otele gittik. Gündüzleri iş peşinde koşup geceleri otelde Hatice ile saatlerce sevişiyor, zevkten zevke, orgazmdan orgazma uçuyorduk. Üçüncü gece otele döndüğümde sevinçle karşıladı ve beni dışarıda yemeğe davet edince şaşırdım. Ben yokken o da gazetelerdeki ilanlara telefon ederek kendisine iş aramış ve birkaç tanesiyle gidip görüşmüş ve sonunda da güzel bir şey yakalamış, görüşmeye gidip anlaşıp hatta biraz avans bile almıştı. Beni iyi bir yere götürmek istedi ama paraya ev kirası, eşya, yeni giyecekler, diğer ihtiyaçlar vs gibi şeyler için çok ihtiyacı olacağını söyleyerek karşı çıktığımda Hayatımda ilk defa bir erkek beni benden daha fazla düşünüyor. Bunun ne kadar önemli ve güzel bir duygu olduğunu bir kadın olmadan asla anlayamazsın. İyi ki seni limanda takip etmişim de o batak ve sonu belirsiz hayattan kurtulmuşum. . . . . . Sana Binlerce Defa Teşekkür Ediyorum. . . . . . . . . . diyerek gözlerinden akan birkaç damla yaşı saklamaya çalıştı. Uçakla dönecektim. Benimle hava alanına kadar geldi. Vedalaşırken, gelecek sefer İzmir’e geldiğimde mutlaka kendisini aramam, onun evinde kalmam için yeminler verdirerek ve benim adres ve telefon numaramı da aldı, hüzün ve gelecek seferin sevinciyle ayrıldı.

Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir